30 Eylül 2016 Cuma

METRES

Erkeğin uğruna "saçını süpürge eden", çocukları büyütüp ailenin yarı yükünü omuzlayan "yasal eş"in taş kalpli, yuva yıkıcı rakibesi midir metres; yoksa, yasak aşkı uğruna çok ağır faturalar ödeyen zavallı bir kadın mı? Genelde ikincisi... Aslında, nikahlı eşe taşınmaz gelen bu birlikteliğin tek suçlusu da o değil...


Metres kelimesi size nasıl bir anlam ifade ediyor; hiç düşündünüz mü? Neden olduğu acıları bir an istediklerini elde etmeye çalışan, katı kalpli bir cadı mı, yoksa, sevgilisinin karısı evde oturmuş onun gömleklerini yıkar, çocuklarına bakarken, kendisi çılgın haftasonu gezilerine çıkan veya elinde bir şişe şampanyayla, saten çarşaflar üzerine uzanmış, biraz egzotik, gösterişli bir kadın mı? Ya da karısının ve ailesinin oluşturduğu gerçek yaşamından, ona sadece birkaç saat ayırabilen erkeğini bekleyen, telefonun dibinde oturan, biraz acınacak, yalnız, zavallı bir kadın mı?

O kadar basit değil

Bu konudaki yaygın görüş, "yorgun, bezgin bir eş, iki farklı bir hayat yaşayan duyarsız katı bir erkek ve kötü kalpli, yuva yıkıcı bir öteki kadın"dır. Oysa durum, böyle bir aşk üçgeninin parçası olmuş herhangi birinin de söyleyeceği gibi, çoğu zaman bu denli basit değildir. Evlilik dışı ilişkiler istisnasız olarak acı verir insana. Bir evliliği yıkmak çok zordur; hele ortada çocuklar varsa. Sonunda kaybeden yasal eşse bazıları, başka bir kadın kocasıyla ilişkiye girdiği için, zaten en başından beri hatanın onda olduğunu söyleyecektir.

Aşkın bedeli

Metresler, gizli aşkları uğruna genellikle büyük bir bedel öderler. Bazıları için, aşkları, yalnızlık, kıskançlık ve suçluluk duygusuna değer, diğerleri, kullanıldıklarını, aldatıldıklarını düşünürler. Evli erkeklerin hepsi katı kalpli değildirler. Bazıları gerçekten aşık olurlar ve evliliklerinin sadece kağıtta kaldığını, eşleriyle aralarında her şeyin bitmiş olduğun ifade ederken doğruyu söylüyorlardır. Her iki halde de, metresin, daha önceden bir kadını aldatmış olan bir erkeğe karşı yine de güven duyması gerekir. Onu sevdiğine ilişkin söylediği sözleri olduğu gibi kabul etmek zorundadır ve asla kanıt beklememelidir. Erkeğin ise, aşkı adına yaptığı tek özveri, rahat bir vicdana sahip olmamaktır. Yuvasıyla ilgili olarak, çok ender özverilerde bulunur; yoksa oyunun kuralı bozulacaktır. O, ailesiyle birlikte sıcak ve mutlu günler geçirirken, sevgilisi onu evinden arayamaz bile. Erkeğinin, görevini bilen koca/baba rolünü, gerçekten sadece oynayıp oynamadığını, hiçbir zaman kesin olarak bilemeyecektir. Belki de evlilikten çok fazla şeyler bekliyoruz. Kulağımıza ne kadar romantik ve hoş gelse de "Ömür boyu sadakat, insan doğası için fazla aşırı" diye düşünülebilir mi? Bir üniversite araştırması sonuçlarına göre, 40 yaşlarına ulaştıklarında, erkeklerin yüzde 60'ı ve kadınların da yüzde 40'ı, eşlerini aldatmışlardır. Ayrıca, kadınların kocalarından boşanmalarının, listede birinci sırayı işgal eden nedeni de, sadakatsizlik değil. Birçok kadın, kocalarının başka bir ilişkiye girmesini anlayışla karşılamaya ve affetmeye hazırdır. Ya da sadece beklemeye ve aşk alevinin bir gün söneceğini umut etmeye...

"İlişkileri beni üzmüyordu"

Tanıştıklarında; Sanem 17, kocası 19 yaşındaydı. "O çağdaki bir erkeğin, ömrü boyunca kadınlardan vazgeçmesini bekleyemezsiniz" diyor Sanem. "Bu kadar erken evlenmekle, Azatın birkçok şeyi kaçırdığını hissettiğini biliyorum. Bütün bunlar onun egosunu güçlendiriyordu; o kadar... Onların beni tehdit ettiğini hiç düşünmedim, çünkü Azat her seferinde bana geri dönüyordu." Doğal olarak çoğu kadın Sanemin hoş görülü davranışını paylaşmıyor ve kocalarının yaşamında bir başkasının olduğunu öğrenmekten korkuyor.

"Ne yapardım, bilemiyorum. Büyük bir ihtimalle, oturur bir güzel ağlar ve aramızda neyin yanlış gittiğini anlamaya çalışırdım" diyor Hülya. "Unut ve affet gitsin, demek kolay. Ama, insanın çocuğu olduğu zaman, acele ederek boşanmasının doğru olduğunu sanmıyorum. Yine de bir metresi olduğunu öğrenseydim, onunla ilişkimizin aynı düzeyde sürebileceğini hiç sanmıyorum."

Metresin "kalıbı" yok

Belirli bir metres tipi yoktur. Evli erkeklerle ilişkiye giren kadınların büyük çoğunluğunun, hemcinslerinden hiçbir farkı yoktur. Buna karşın, evliliğe ve çocuklara ilgi duymayan ve sevgilileriyle geçirdikleri birkaç saatin, duygusal gereksinimlerini doyurduğu tipler de vardır. Yasak aşk yaşıyor olmanın verdiği heyecandan hoşlananlar olduğu gibi, eş ve aile kavramlarını düşünmeden, sadece daha yaşlı birisiyle birlikte olmanın verdiği heyecan ve zevkten hoşlanan kadınlar da mevcuttur. Yanlış erkeğe aşık olup sonra ondan vazgeçmeyi çok zor bulan kadınları da unutmamak gerekir. Bunlar, erkeğin zamanının sadece birkaç saatini onu hiç görmemeye yeğlerler. Birçok kadının fikriyse, "Evli bir erkekle hiçbir koşulda ilişkiye girmemek" şeklindedir.

Evli erkekle asla...

19 yaşındaki Meltem "Babam her zaman başka kadınlarla birlikte olurdu" diyor. "Bunun anneme neler hissetirdiğini görürdüm. Tabii biz çocukların yaşadığı acılar da cabası. Evli erkekle kesinlikle ilişkiye girmem. Eğer oturup uzun uzun, erkeğin ailesine ne yaptığını gerçekten düşünseydi, hiçbir kadının böyle bir ilişkiye girebileceğini de sanmıyorum."

"Git" demek kolay değil.

Bazı kızlar, erkek arkadaşlarının evli olduğunu öğrendiklerinde, ilişkilerini koparacak kadar irade sahibidirler. Ama, çoğu bunu başaramaz. Özellikle erkek onları sevdiğini ve evliliğinin zaten bozulmuş olduğunu söylediğinde, duymak istediklerine çok kolay inanırlar. İnsanın, sevdiği birisine, onu tekrar görmeden önce, gidip evlilik sorunlarını çözmesini söyleyebilmesi için, oldukça cesur olması gerekir. Bazen bir kadın, erkeğinin evli olduğunu öğrenene kadar, haftalarca, hatta aylarca birlikte olmuş olabilir. Gerçeği duyduktan sonra karşınızda iki seçenek vardır; ya ilişkiyi kesmek, ya da devam etmek ve ne denli acı olursa olsun, sonuçlarına katlanmak... Evli sevgilinizin gerçekten size aşık olsa bile, bir metres olarak, yaşamın kolay olacağına kendinizi inandırmak, saflık olacaktır. Bu boşa kürek çekmekten başka birşey olmadığı gibi,insan Hayatının boşa Harcanmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder