30 Eylül 2016 Cuma

Dünya AİDS Haftası


Hepimizin   bildiği ,duyduğu fakat çokta önemsemediği bir hastalık tüm dünyanın ve insanlığın başına bela olmuş durumda saatte 300 kişiye bulaştığı söylenen  bu hastalığın adı AİDS
Tüm dünyada bu hastalığa dikkat çekmek için her yıl  1 ila 7 aralık dünya AİDS   günü olarak kutlanıyor 
bunun tek amacı ise  AİDS hastalığı konusunda insanları bilgilendirmek 
işte ben de  dünya AİDS haftası nedeniyle sizleri bu konu hakkında bilgilendirmek istedim 

-- HIV/AIDS hastalığı ilk defa 1981 yılında Amerika Birleşik Devlri (ABD)’de ve Haiti’den gelen göçmenlerde tanımlandı  “AIDS’’e (Acguired Immuno Deficiency Syndrome ) Kazanılmış Bağışıklık Yetmezlik Sendromu Virüsü adı verilir. 1984 yılında ise AIDS’e neden olan virüs ‘’HIV’’ İnsan Bağışıklık Yetmezliği açığa çıkarıldı. Bu virüs vücudun savunma gücünü zayıflatmakta, yıkmakta ve normal koşullarda tedavi edilebilen hastalıklar, savunma gücü yetersiz kaldığından tedavi edilememektedir.
Hastalık 1980’li yıllardan bu yana tüm dünyada hızla yayılmaya devam etmektedir. 1990’lı yılların başlarından beri AIDS’in en önemli bulaşma nedenleri , korunmasız yapılan cinsel temas ve  damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör ile olmaktadır.

HIV enfeksiyonu sadece erişkinleri değil, bebek, çocuk, genç, yaşlı herkesi tehdit edebilen, henüz virüsü tam olarak vücuttan atmayı sağlayabilecek tedavisi ve aşısının bulunamadığı bir hastalıktır. Bununla birlikte ilaç tedavisi ile HIV/AIDS hastalığından ölümler azalmış, ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür.


1. HIV Pozitiflik Nedir?

Kanında HIV virüsü bulunan kişilere HIV pozitif denir. Bu kişiler aynı zamanda kanında antikor bulunan seropozitif (Anti-HIV testi=ELİSA testi Pozitif) kişilerdir.

 2. AIDS Nedir?

AIDS bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. Mikrobu HIV adı verilen virüstür.  HIV nüfuz ettiği vücudun, mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip yok eder. Direnci azalan vücutta, HIV’in etkisinin yanı sıra, çeşitli mikroplar da hastalıklara neden olurlar.

3. HIV/AIDS BULAŞMA YOLLARI

HIV bulaşıcılığı üst düzeyde olan bir virüs olması nedeniyle korunulması gereken bir virüstür. HIV tek başına yaşamını idame edemeyen, bu nedenle mutlaka konak ihtiyacı olan bir virüstür. Virüs açık hava şartlarında uzun süreli canlı kalamamakta, oksijenle temasta kısa sürede ölmektedir. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunma da yeterlidir. Virüsün bulaşma yolu temel de vücut sıvılarıyla olmaktadır, bu nedenle kan, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyüktür. Ancak tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmamaktadır. Bu nedenle tokalaşmak, ortak duş-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmaz. HIV enfeksiyonu esas olarak 3 önemli yolla bulaşmaktadır:

Korunmasız Cinsel İlişki:  HIV enfeksiyonun en sık bulaşma şeklidir. HIV, korunmasız (kondom kullanılmadan) yapılan her türlü cinsel temasla bulaşabilmektedir.

Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaşma: Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir.

Anneden bebeğe Bulaşma: HIV enfeksiyonu gebelik süresince, doğum sırasında vücut sıvıları ve emzirme sırasında süt ile bebeğe de geçebilmektedir.

HIV’ın BULAŞMADIĞI DURUMLAR:

1.      Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak ile
2.      Gözyaşı, ter, tükürük yolu ile
3.      Aynı evde oturmak, aynı havayı solumak ile
4.      Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak ile
5.      Giysilerin ortak kullanılması ile
6.      Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması ile
7.      Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile
8.      Sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV Bulaşmamaktadır.
 ...............
Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemiz dede AİDS hastasının çok olduğu  toplumdan dışlanmamak için  hastalıklarını gizleyip tedavi görmeyi ret eden   ettikleri biliniyor. aralarında çocuklarında bulunduğu bu hastaların toplumdan dışlandıkları için işsiz ve yalnız  başlarına hayatlarını idame ettirdikleri de  bir gerçek
Onları aramıza almanın bize hiç bir zararının dokunmayacağını da sanırım bu yazıdan da anlamışsınızdır.bu Hastaları topluma kazandırmak için onlarla arkadaşlık etmekten kaçınmamak iş imkanı sağlamak HIV virüsü Taşıyan hasta çocukların okumasına engel olmamak gerek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder