30 Eylül 2016 Cuma

İŞ ARIYORUM...


                                                  
İşsizlik günlerimize bir de kriz ardışıklığı; eklenince benim ve benim gibi iş arayanların işsizliği sürer gider, görünen bu manzarada...
Bir bir aradığım eski iş arkadaşlarıma; işsizim, aylak vaziyetime uygun düşen boş vaktimde; iş aradığımı, dilimin ucuna gelenlerde; zor güç söyledim.
Ne dese birileri beğenir misiniz? Hem de sözleşmiş gibi... Hepsinin sesini kaydetsem ağızlarından çıkacak kelâm koro halinde olacak vallahi...

"İş mi, çok zor çok... Bir sürü insan çıkarılacak bizim iş yerinden... Ama ben yeni bir oluşumda görev alabilirim..." İyisi mi sen bu sektörü unut. Başka yerlerde iş bak kendine..."
O kişinin kastettiği iş yeri, bizim malum medya sektörü...
Onlar mutlu, ben mutsuz olduğumdan olacak, az biraz mutlu olayım istedim ama, ne gezer...
Beter bir mutsuzluk yumağı içinde buldum kendimi bu umutsuz konuşmaların sonunda.
Umut köprülerimi yıkan insanların yanında; boynumu büktüm... Kendimi onlardan saklamak için mi bilmeden; odama kapattım gene kendimi... Kitapların arasına gömüldüm... Dirilişi kitapların ilmek ilmek örülmüş sayfalarında yaşamak istedim... İç sesimde çoğaldım... Ağlamak ayıp değil dedim ama ağlayamadım bile...

Yağmurun hüzünlü gelişinde; yağmur benim yerime nasılsa ağlıyor, temizliyordu yerkürenin yağmura düşen yüzünü aslolanda...
Kendimi sokaklara vurduğumda, caddelerdeki insanların yüzüne baktım... Mutsuz ve mutlu gülümsemelerin birbirine karıştığı o vakitte; hayatın bir başka yüzünü yakaladım...
Gazeteleri açıp, okudum... Bazı köşe yazarlarının, çarpıcı başlıkları dışında, içi boş yazılarına gülüp geçtim.

"Bunları kim yazdırıyor yahu!!!"dedim kendi kendime...
Türevi; akraba, ahbap-çavuş ve yalakalık ilişkilerinden doğmuş olduklarını bildiğimden ötürüdür, büsbütün öfkelendim, güya yazan ve bu sayede ünlenen, üstüne para kazananlara...
Gazete sayfalarında, eski manken beyaz dişlerini gösteren, beyaz bembeyaz ihram giyinmiş Yaşar Alptekin'in tam sayfa resmini görünce; unuttum işsizliğimi...
Adam gündemi yakalamış, diye düşündüm...
Al sana bir iş...
Ünlenince; gündem olunca iş çok...


Eyüp Sultan Camii de üzerine giydiği hacı esbabı ile boy boy fotoğraflar vermiş eskimanken yeni hacımız... Hem de türbanlı bayanlara kendini hayran bırakarak...
Helal mi desem, ne desem, şu tahkiye yapan cingöz adama diye söylendim...
Takiye yapan, bu eski mankenin prim yaptığı kanaatine varmadan geçemedim...
Mübalağa ne kadar çoksa, o kadar ekmek gibi... Yani; "Ne ka ekmek, o ka köfte..." dediği gibi Arnavut'un ama işin aslı öyle değil...
Yeniden, bana bu piyasada ekmek var mı diye sorguladım kendimi.
İnsanın fikri neyse, zikri, odur misali.
Bir lokma ekmek için mi salt bu iş düşüncesi?
Kesinlikle hayır...
Aç mezarı da yok ...

Amerika'daki gibi ne iş olsa yaparız, desem olur mu acep? Merdiven temizlemek, çocuk bakmak ve bu arada okula giden Amerikalı bayanlar gibi saat başı iş anlaşması ile para kazanmak... Alâ.. pek güzel ama... Ama'sı var ama'sı...
Yaşım geçmiş bu işlere... Ve elimden yazı yazmaktan başka işler gelse de yaptırmıyorlar bu işleri yaş gereği... (Temizlik dışındaki işleri...) Çocuk bakmak bile genç işi... Doğrusu da bu olmalı mı? Tezgahtarlık yirmili yaşlara göre...
Marketlerde kasa da oturup onun bunun filesine ne girdiyi hesaplamak bile genç işi... Koca holdingler de ise iş bulmak hayal... Genç koşturacak elaman lazım...
Kendi işimi kursam, neyle?
Hay Allah!!!
Kırkından sonrası, "teneşir mi paklıyor yoksa?!!"

Hay Allah... Umut ve umutsuzluğun ince bileşkesi insanı ne hallere getiriyor...
Bu düşünce kaosu ile iş arıyorum... Yazın hayatında... Aramaya devam mı edeceğim... Yoksa, pes edip, meydanı cahiller ordusuna mı bırakacağım bilmiyorum...
İşimin başında olmayı hayal edip, yeni kitaplar mı üreteceğim... Yazdığım tüm kitapları yayınlaması için yeniden, yeniden yayıncı mı arayacağım? Ünlü olanların dışında; yayın evlerinin kitaplarımı basması bir başka bahara mı kalacak yeniden?
Of ya, of!...
İş arayıp bulacağım, deyip yeniden umuda mı sarılacağım...
Gelgitler düştü yakamdan, iş arıyorum yeniden... 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder