25 Temmuz 2022 Pazartesi

ŞANTAJ KASETLERİ TAHTTAN EDİYOR

 Bu bir süredir, Bir kaset skandalıdır aldı başını gidiyor. Bir mafya babası tarafından gündemde tutulan bu kaset skandalları aslındaTürkiye’de her alanda sertleşen mücadelenin kirli bir silahı oldu ve bunun Adı: Kaset... Sadece siyasette değil, uzunca bir süredir hemen her alanda, şantajla iş yaptırmanın, tehditle çıkar sağlamanın manivelası olarak kullanılıyor. Kaset, son dönem, Kıbrıs’ta bir Başbakan devirdi, İhlas Holding'in CEO'sunu vurdu, Akdeniz Üniversitesi'ni karıştırdı, şimdi de İsmailağa Cemaati'ndeki iktidar mücadelesinde kullanılıyor. Saunalara, otel odalarına, kumarhane salonlarına giderek evlerin yatak odalarına yerleştirilen cihazlarla kaydedilen seks kasetleri, ses kasetleri, videolar, dinleme kayıtları, bazen bir suç örgütünün arşivinden, bazen bir cemaat evinden, çoğu zaman da istihbaratla çetelerin iş birliğinden çıkıyor. Bazen de öfkeli bir eş ya da sevgili tarafından kaydediliyor;

kimi zaman siyaseti tanzim için, bir rakibi bertaraf etmek için bir ihale koparmak için, kimi zaman da sırf intikam için yayınlanıyor, sosyal medya aracılığıyla hızla dağıtılıyor, iştahla paylaşılıyor, izleniyor, sonuç veriyor. Tabii biz sadece açığa çıkan kumpasları biliyoruz;

 CHP'de Baykal'ın devrilişini, Profesör Burhan Kuzu'nun kasetleri ortaya çıkmasın diye baronların işlerini takip edişini, Boyabat Belediye Başkanı’nın istifa edişini hatırlıyoruz; ama muhtemelen asıl, yayınlanmayan, elde tutulan, şantaj için kullanılan kasetler daha büyük iş görüyor, üniversitede, cemaatte, şov dünyasında belaltı vuruşlar o kadar arttı ki, şantajdan korkanlar evde, ofiste böcek cihazı araması yaptırmaya, duyları prizleri aratmaya, özel hatlardan konuşmaya başladı. Elbette işin kökeninde, tutucu toplumun tek tip ahlak dayatması ve kendi yaşam tarzı dışındakileri günahkâr sayması yatıyor.

Şeffaf olmayan kapalı toplum, karanlık ilişkilere ve şantaj siyasetine zemin hazırlıyor. Buna son verecek yaklaşım, rızaya dayalı her tercihin meşru sayılması, özel hayatın mahremiyetinin korunması olabilir.Bu açılım sağlanmadıkça, kaset piyasası daha çok insanı koltuğundan indirir ya da başka liderlerin hizmetine mahkûm eder.

4 Temmuz 2022 Pazartesi

SEÇİME YAKLAŞIRKEN ÜLKEDE NELER OLUR

 Dünyanın dışında yaşıyoruz sanki her hareketimiz skandal. Kitabına uyduruyoruz bir şekilde. Seçimi ele alalım mesela,,Uygar dünyada bir seçim kampanyası başlayınca liderlerin gezi programları, televizyonda tartışma programları filan örgütlenir.

Türkiye'de seçim kampanyası başlayınca şunlar oluyor: Seçim Yasası değiştiriliyor.

Muhalefetteki partilerin kilit isimleri tutuklanıyor. Rakip çıkmak isteyen adayın evinin bahçesine Genelkurmay Başkanı helikopterle iniyor. Seçim sandıklarını denetleyecek yargıçlar değiştiriliyor. Bütün seçmeni bir bayrak türden sınır ötesi harekâtlar planlanıyor. Ve nihayet gazeteleri, radyo ve televizyonları, sosyal medyayı tamamen kontrol altına alacak yasal düzenlemeler getiriliyor. Böylece köşeye sıkıştırılan muhalefete, “hadi şimdi kazan da görelim" deniliyor.

Futbol dilinde buna "tek kale maç" deniliyor; rakip takımın kalecisinin direğe bağlandığı bir tek kale maç... Meclis'e getirilen Sosyal Medya Yasası, seçime dönük bu bir seri hamlenin sonuncusu...

Erdoğan, medyayı neredeyse tamamen Saray'ına bağladı, hala muhalefet etmekte direnen gazetecileri de davalarla, tehditlerle, cezalarla yıldırdı. Ancak o süreçte medya da ciddi itibar kaybetti, güvenilmez, izlenmez, okunmaz oldu.

Kamuoyu, medyadan alamadığı bilgi için gözünü kulağını Twitter’a, YouTube’a, yurt dışından yayın yapan medya organlarına çevirdi. Hükümet, önce Twitter’da mesaj atanları bulup cezalandırarak, yurtdışından yayın yapan da engelleyerek veya onları lisans almaya zorlayarak çare bulmaya çalıştı; olmadı. Sosyal medyanın etkisi kırılamadı. Bunun üzerine baskı dozunun artırılmasına karar verildi. Yeni yasayla, artık "halk arasında panik yaratmak amacıyla gerçeğe aykırı bilgi yayanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Hangi bilginin gerçeğe aykırı olduğuna da yine iktidar kontrolün deki yargı karar verecek. Türkiye'de askeri operasyonda verilen kayıp sayısından, enflasyon rakamlarına kadar birçok bilginin tartışmalı olduğu düşünülürse bu muğlaklığın iktidara ne kadar geniş bir müdahale alanı sunduğu anlaşılır. Tek amaç, bilgi yayanı susturmak, iktidarı tartıştırmamak, tartışanı pişman etmek, seçime sorunsuz gitmek...

Peki, bu koşullarda, tek kale oynanan bir maç kazanılabilir mi?  Göreceğiz bakalım. Türkiye, bunun sınavına girecek önümüzdeki seçimde...