O tam bir profesyoneldi sanal dünyada; ve evlilik yoluna girecek kadar basitti ……..!
Kendini
İstanbul’un kurdu olarak tanıtıyordu oysa o tam bir çakal’dı .kurt
olmazsam yem olurum diyordu.İstanbul’un gerçek yerlisi olmadığı için
İstanbul beyefendisinin nasıl olduğunu bilmeden kurt olmanın iyi bir şey
olduğunu düşünerek yaşıyor ve öyle davranıyordu yada öyle göstermeye
çalışıyordu. Başka bir yaşamı hiç tanımamış hiç bilmemişti.O İstanbul’da
yitip giden örf ve adetlerini çoktan unutmuş bir Bayburtluydu.tıpkı
istanbula yıllar önce yerleşip ne olduğunu kim olduğunu ve nerden
geldiğini unutan diğer insanlar gibi..!
Adı İbrahim T: 48 yaşında
avcılarda çok eski bir serbest muhasebeci,oldukça dinine bağlı
muhafazakar bir ailenin tek oğlu, o İstanbul’da yitip giden ve sanal
dünyanın nimetlerinden yararlanmayı ilke edinmiş sıradan bir adam .
…………………………………………
İbrahim T. İle yine tarkanda olduğu gibi arkadaşlık sitesinde tanıştım.oldukça beyefendi bir görünüm çizdi ilk başlarda!
Ciddi olarak evlilik düşündüğünü ve 2008 yılına evli bir erkek olarak girmek istediğini söylüyordu.
Çocuklarım
artık büyüdü.13 yıldır eşimden ayrıyım çocuklarımın büyümesini istedim
ve evlenmedim.artık büyüdüler diyordu.oldukça ciddi görünüyordu
18
yaşında bir kızı ve 17 yaşında bir oğlu olduğunu, oğlunun yatılı bir
okulda kaldığını, kendisinin ise annesi ve kızıyla yaşadığını
söylemişti.
Kısa bir süre arkadaşlık ettik sanal ortamda; çok geçmemiş tiki
-Melike hanım evlenmeyi düşünüyor musunuz diye sordu;
- evet tabiiki.
-hayatınızda biri varmı?
-hayır yok.
-buna çok memnun oldum!
-neden ki?
-Bilmem içimden geldi……!
Gülümsedim ve sustum.
İbrahim farklı biriydi çok tatlı sohbeti, olan, konuşkan espiritüel bir yaklaşımı vardı
Onunla konuşmaktan keyif alıyordum.
ben aslında çok utangaç biriyimdir diyordu
farkındayım dedim
şu net olmasa karşı karşıya olsak şu itirafı hayatta yapamam dedi
bende tam tersi ,duygularımı ve kendimi çok güzel ifade ederim dedim
ne güzel bende yapabilsem yapı meselesi diyordu.
bütün
gün işyerinde konuşuyorduk arada bir müşterisi gelse özür dileyerek msn
başından ayrılır, bazen kamerayı açık bırakır, onun ne yaptığını
görmemi sağlardı.
Bende hem iş yapar hemde onu izlerdim.
Akşam iş
çıkışında eve gittiğimde o hala işyerinde beni bekliyor olurdu evinde
bilgisayar olmadığını çocukların dersini engellediği için kaldırdığını
söylemişti
Konuştuğumuz konular genelde hep evlilik üzerineydi biri birimizi tanımaya çalıyorduk.
Bir ilişkisi olduğunu bunun tam 5 yıl sürdüğünü ama sonunda bittiğini anlatıyordu
Kasımın 14 ünde tanışmıştık aralık ayının son gününe dek bu şekilde devam etti.
Bende
bu arada tarkanla arada sırada da olsa konuşuyordum .ama artık ben
değil o beni arıyordu. Rezzan olayını duyduktan sonra soğumuş, ona
güvenimi yitirmiş, nekadar yalancı olduğuna kanaat getirmiştim. Onunla
görüşmek bana artık çokta cazip gelmiyordu, nasılsa ben amacıma ulaşmış
ve yazacağım konu hakkında epeyi bir bilgi sahibi olmuştum.
İbrahim’le tanışalı bir ay olmuştu ki bana
"ARKADAŞIM OLURMUSUN?" diye teklifte bundu
şaşırmıştım, ne anlamda ,bildiğim kadarı ile zaten biz arkadaşlığa başladık dedim
sevgili anlamında diyip ekledi bu yeni teklif
- ama ben İzmir de sen İstanbul dasın! nasıl olacak dediğimde bana; kendi şivesi ile
-size bir alındı yazacam bu sorunuza karşı dedi
uzaklıklar küçük sevgileri yok eder, büyükleri ise yüceltir, tıpkı rüzgarın mumu söndürüp, ateşi yükselttiği gibi!...
iyi bir cevaptı açıkçası etkilenmiştim
-insan birbirini sevsin uzaklıklar yakınlaşır dedi.
Ne diyeceğimi bilememiştim. Ve o şaşkınlıkla bir anda ağzımdan
-“EVET “ kelimesi çıkıvermişti..
biri
birimizi gerçekte hiç görmemiş sadece teknolojinin getirdiği bir
avantajla bu noktaya kadar gelmiştik inanamıyordum bu olanlara.
artık o benim eş adayımdı.
-Bir dakika, biz şimdi sevgilimi olduk? dedim
-Evet kötümü oldu
-Yoo ama sanki çok acele oldu olaylar çok hızlı gelişiyor
-sevgi böyle bişey işte aşkım
-bir şey olmaz merak etme.dedi
birkaç gün sonra konuşmamızın arasına yüzük lafını soktu
-bana parmağını bir iple ölç kaç santim olduğunu yaz
sustum cevap vermedim, bana!
-ölçüyü ne zaman verecen dedi
utandım
-ben kendim alırım
-olmaz, ben alacam
- şimdi sen bana yüzük alırsan bu nişanlanmış olduğumuz anlamına gelir
-evet
- ama sevgili olma teklifi yaptın evlenme değil sanki biraz mecbur bırakmış gibi olucak
- ne ilgisi var, evlenme teklifi olarak kabul et
- manyaksın sen
- tamam iki manyak iyi geçinir….!; güldük
İş artık konuyu aileme açmak ve onun İzmir’e gelmesine kalmıştı.
Bütün bu olanlar bir rüya gibiydi.Duygularımdan emin değildim ne istediğimi bilmiyordum kapılmış bir hayale gidiyordum
Daha onu gerçek anlamda görmemiştim ve aşktan, sevgiden söz ediyorduk.
eve gittiğimde anneme konuyu çıtlattım detaylara inmeden! İbrahim’in
İzmir’e geleceğini ve ailemle tanışmak istediğini anlattım. Yinede her ihtimale karşı anneme
-“ama belli değil kesin bir şey yok” demeyi de ihmal etmedim.
Sonunda
aileme karşı mahcup olmak istemedim çünkü eşimden ayrılalı 13 yıl olmuş
ve ben hiç kimseyle ciddi olarak görüşmemiştim.ailemle tanıştıracağım
kişide ,evleneceğim eş adayı olmalıydı..
.ilk defa İzmir’e geldiğinde ona bir otelde yer ayırttım.
Cuma
akşamıydı o akşam beraber akşam yemeği yedik ilk defa yüz yüze
gelmiştik.1:66- 1:68 boylarında oldukça kilolu kocaman göbeği ve
seyrekleşmiş saçları vardı.
Sanırım 3 saat kadar yemek masasında
oturup konuştuk sonra onu otele bıraktım.okadar özen göstermiştim ki
gelişine otel odasını bende görmek istediğimi beğenmezsem arkadaşımın
orda kalamayacağını vurgulamıştım resepsiyondaki görevliye;…
Beraber yukarı çıktık.
.ön
cepheye bakan odaları doluydu ve bir tek bu 2 yataklı oda kalmıştı
İbrahim’e bu odayı vermişlerdi. Fena sayılmazdı.eşyalını yerleştirmesine
yardım ettim.
Beni okadar çok seviyordu ki hayatında görmediği bir şehre benim için geldi diye düşünmüştüm.
O akşam beni eve taksiyle bıraktı taksi şoförüne otelin adını verip tekrar İbrahimi buraya getirmesini söylemiştim.
Ertesi gün öğlene doğru buluştuk.ne yapacağımıza izmirin çok eski bir
hanı olan kızlar ağası hanında kahve içerken karar verdik.
Tarihi
kemeraltı çarşısında yürüyorduk.akşam için ne yapacağımızı
konuşuyorduk,önce çiçek alacak sonrada ailemle tanışmaya gidecektik daha
öğlen yemeği yememiştik bu yüzden geri döndük yürümeye başladık.
Bir kuyumcu dükkanının önünde aniden durdu,orda ki bir yüzüğü bana göstererek
-bak bu söz yüzüğü dedi
-değil nişan yüzüğü
-değiill..! nişan yüzüğü bu;söz yüzüğü Bu kadar kalın olmaz
biz bu şekilde tartışırken tezgahtar onun söz yüzüğü olduğunu ve içerde çeşitlerin çok olduğunu söyleyerek bizi içeri davet etti
içeri girerken İbrahim bana
-bak nasıl bildim ,ben sık sık nişan yaptığım için biliyorum diye espri yaptı yada o an ben öyle düşünüp güldüm
içerde yüzüklere baktık birini parmağıma taktım ama fiyatı pahalıydı, bu yüzden başka yüzük baktık.
En
ucuz yüzüğü beğenmiştim.utanıyordum çok ani bir karardı bu yüzük alma
olayı, mahcup olmuştum bu yüzdende en ucuzuna baktım ve onu alıp çıktık.
Öğlen
yemeği sonrasında akşam için alışveriş yaptık önce ali galipten
çukulata yı aldık ardından da çiçek aldık bunları yaparken de yine en
ucuzuna ve en az olacak paraya yaptırmaya dikkat ettim. Benim için
masraf yapması beni rahatsız ediyordu.
Annemlere önceden haber verdiğim için evde bizi bekliyorlardı
İçeri
girdiğimizde onu ailemle tanıştırdım,birer çay içtik babam önceleri
konuşmadı.arayı kapatmak adına İbrahim’in bizimle tanışmak için
geldiğini söyledim.ve konu nihayet ordan buradan konuşmalar sonucunda
açıldı.
Ben 13 yıldır eşimden ayrıyım.çocuklar büyüsün istedim bu yüzden evlenmedim. Diyerek konuya girdi
Bu
isteme konusundan annesinin haberinin olmadığını ve sonra ayrıca onunla
da geleceklerini belirterek yüzüğü çıkartıp parmağıma taktı. Artık
evlilik yolunda ilk cidi adım atılmıştı.
biraz oturup sonrada
beraber bara gittik eğlendik. Çok mutluydum bütün bu olanlara
inanamıyor bir rüyada olduğumu sanıyordum.ayaklarım yerden kesilmişti.
Birebirimize sarılıyor arada müziğe eşlik edip tempo tutuyorduk.
Gece 1 gibi beni eve bıraktı sabahta erkenden kalkıp otele gittim
Uyuyordu
hala, odasına çıkıp uyandırdım ,Otelden çıkıp kahvaltı yaptık akşama
istanbula dönüyordu kordonda çay içtik beraber maç izledik, yemek
yedik,dolaştık kordona dönerken ağabeyimle karşılaştık. Adamları ve
arkadaşlarıyla oturmuş nargile içiyordu.
Korkmuştum nişanı bilmiyordu
yanımdaki adamı merak ettiğini biliyordum ama yaklaşamadım.onu bu oyuna
dahil etmek istemiyordum.ayrıldığımız duyarsa kötü olurdu benim
açımdan, çok huzursuz olmuştum. İbrahim de fark etti huzursuzluğumu.oda
tedirgin oldu.
Ama kaçışım yoktu ve sonunda ibrahimin koluna girip ağabeyimin yanına gittik
onları tanıştırıp gitmemiz gerektiğini belirtip oradan uzaklaştık.
Ağabeyim
bize mutluluk dilemişti buda beni biraz olsun rahatlatmıştı.nişanlı
olduğumuzu söylemek zorunda kalmıştım çünkü yanlış anlamasını
istememiştim.
İbrahim’i otobüse kadar götürdüm ve otobüs kalkıncaya kadar bekledim
Beni arayacağını söyledi otobüs hareket etti.
Ben eve döndüğümde biraz buruktum. Ne hissettiğimi bilemiyordum bildiğim tek şey
Onunla bir ömür mutlu olacağıma inandığımdı..
İstanbula vardığında aramış ve geldiğini haber vermişti.
Rahatlamıştım
sağ salim ulaşmıştı demek,. Annesi ne diyecekti acaba kızı oğlu ne
düşünecekti benim için kendimi Bukadar kaptıracağımı bilmiyordum . Oysa
gerçek çook farklıydı , ben ne yazık ki onun gerçek yüzünü sonradan
görecek ve dünyam başıma yıkılacaktı. Çünkü
Sanal dünyanın iyi bir oyuncusuydu O ,isteyene evlilik isteyene de arkadaşlık yolunda sözler kullanarak hedefine ulaşıyordu.
Evlilik,
arkadaşlık, uzun süreli ilişki,vaadiyle kandırıp duygu tacirliğine
soyunan bu adam ne yazık ki duygu ve vicdandan uzak önüne gelenle gününü
gün ediyordu.
Geride bıraktığı enkaz yığınına bakma gereği duymadan,
acımasızca umut arayan bayanlara sahte mutluluk vaat ediyor sonrada
ondan bıkınca başka kadınlara doğru yöneliyordu.
Adı üstünde sanal alem bu; birçok insanın reaalde yapamadığını sanalda yapıyordu.
Her kadına aynı yalan vaatte bulunuyor du .
Geçmişine
bakıldığında çocuk yaşta ezilmiş , baskı altında kalmış bu adam
mutsuzluğunu ezilmişliğini yeni oyuncak olarak gördüğü internetle
mutluluğa çevirmeye çalışıyordu.
Peki gerçekte İbrahim.T evlilik
arıyor muydu? Tabiiki hayır. Yıllardır birlikte olduğu ve asla
ayrılmayı düşünmediği bir birlikteliği vardı zaten! O sadece gönül
eğlendirmek ve çevresindeki arkadaşlarına nekadar aranan istenen bir
adam olduğunu kanıtlama çabasındaydı.
Konuştuğu kadınları yanındaki
arkadaşlarına gösteriyor.çaktırmadan bu benim yeni sevgilim diyordu.
Onlara kadınların onun için söylediği güzel sözleri anlatıp kendisinin
nekadar aranan bir adam olduğunu anlatıyor sanki kadınlarla rahatlıkla
yatabiliyor izlenimi uyandırıyordu, bana bir kaçkez telefonda konuşurken
de İzmire gelicem hazırlığını yap , yada gece onu sevdiğimi
söylüyorsam sabah arkadaşlarının yanında övünç kaynağı olarak hani benim
için ölüyordun ya ! diye boy gösterisi yapıyordu. Arkadaşlarına
kadınların onu istediğini ama onun kadınları ciddiye almadığını ima
ediyordu.aslında bu kendi egolarını tatmin için taptığı bir davranış
şekliydi.Kadınların adı belliydi serbest muhasebeci olduğu için kendi
mesleğine göre isim takmıştı kadınlara; ÖNEMLİ EVRAK ÖNEMSİZ EVRAK!
Önemli olarak adlandırdığı evrak,(kadın) hayatına giren azda olsa önemsediği bayanlardı.
Önemsiz
dediği evraklar (kadınlar)ise sadece uzun zamandan beri beraber olduğu
ve artık sıkılmaya başladığı bayanlardı. Onlarla konuşuyor fakat
ciddiye almıyordu.
Değişik Internet sitelerine kaydını yaptırmış
oradaki yerli yabancı ayırımı yapmadan arkadaş olarak kabul ettiği
bayanlarla yazışıyor.onlara bekar olduğunu ve evlenmek istediğini
söyleyerek kandırıyordu.
Gününün büyük bir bölümünü internetle
Chatlaşarak geçiriyor.akşamları da yıllardır beraber olduğu kadının
çalıştığı bara takılıyordu.sabahın 3 bazen 4 üne kadar kütük gibi
sarhoş oluncaya kadar içiyor O sarhoşlukla gecenin bir yarısı o anda
kafasına takılan kadınlardan birini arayıp sevgi sözcükleri sarf edip
mutlu oluyordu. Yanında bir kadın varken bile onun yanında başka bir
kadını arayacak kadar saygısızlaşıyor yanındaki kadın kızdığında
utanmadan masasından kovacak kadarda terbiyesizleşiyordu.
Üstelik
Bukadar da değil. Arada az içki içerim diyen adam sabahın belli bir
saatine kadar bar bar dolaşıp konuşamayacak hale gelene kadar içiyordu
yani özünde 2, sınıf bir alkolikti. Asla elime kağıt almadım oyun
bilmem diyen adam kahvehanelerden çıkmayıp belli bir saate kadar kumar
da oynuyordu,. Kumar borcuda vardı büyük ihtimalle. İşlerim çok kötü,
Borcum var diyen adam ne içkisinden nede kumarından, nede kadınlarla
yiyip içmekten geri kalmıyordu.
Uzun zaman bütün bunları bilmeden
sadece evlenip mutlu olma düşüncesiyle görüşmeye devam ettik.bu arada
her akşam arayıp bana beraber olduğu bütün kadınları anlatıyor benim
onlardan nekadar farklı olduğumu, bambaşka olduğumu söylüyordu. Büyük
ihtimalle her kadına aynı şeyi yapıp onlara da ötekileri anlatıyordu.bu
onun tipik rahatsızlığıydı.
Sesini duymak bana büyük bir mutluluk veriyordu. Hemen her şeyini biliyordum ama kabulümdü. Seviyordum.
Bir kadının isteyeceği bir hayali yaşıyordum seviyor ve seviliyordum.yani ben öyle sanıyordum.
Sesini her akşam duymaya alışmıştım. akşam yatarken baş ucuma koyuyordum telefonu.
Bir tek beni aramadığını her kadını geceleri aradığını söylediği akşama kadar bu şekilde devam ettim.
Sonrasında kendimi sorgulamaya başladım.
Bu ilişki nereye gidiyor.neler oluyor,sevgisi gerçekmi ,yoksa oynuyor mu
Bunu anlamanın en güzel yolu yakın olduğum bir arkadaşımı oyuna dahil etmekle mümkündü,
Acaba kötülük yapan bir arkadaşım aileme evlenmeyeceğinizi söylerse ibrahimin tutumu ne olacak tı
Bana
sahip mi çıkacaktı yoksa terk mi edecekti, sahip çıkarsa sevdiğini
bilecek ve aileme karşı onu savunacak ,.işlerini düzeltmesini
bekleyecektim.
Yok sahip çıkmazsa zaten bunun bir oyun olduğuna karar verecek ve bitirecektim.
Bunu yapmaya bir yerde mecburdum.
Gerçek düşüncelerini bana söylemiyordu istemediğini hissedebiliyor ama benimle ilişkisini neden bitiremediğini anlayamıyordum.
Bir şekilde bu ilişkiye şekil vermek zorunda kaldım.ve oyunumu oynamaya başladım.
ece
benim yakın arkadaşım değildi ama benim için yapmayacağı bir şey yoktu
biliyordum üstelik sıkı bir okurumdu.ve İbrahim’in gerçek yüzünü benden
daha önce görmüş benide defalarca uyarmıştı.
Planımıza göre ece
İbrahim’e msn den tahditler savurup onu bir karar vermeye zorlamak
olacaktı.eğer istemiyorsa bunu açık ve net bir şekilde bana anlatmasını
aksi taktirde aileme söyleyeceğini anlatacaktı.( ciddi olan erkek
ailelerin duymasını istemez işin bozulmasından çekinir)
Bunun
haricinde bir şey olmayacaktı ama Ece inattır. Bildiğini okur. Tuttu mu
damarı tutar, bir işi asla yarım bırakmaz. Sonunda sevdiklerini
kaybetmek olsada devam eder
gerçek bir dosttur. Candır.vefalıdır. sevgi doludur. Bazen dozunu kaçırsada yardımcı oldu bana.
Benden habersiz benim iyiliğim için okadar çok planlar yapmış ve hayata geçirmişki ben çoğunu İbrahim’den duydum.
Onu
tehdit etmiş. Kaza geçirdiğimi söylemiş.ailemle aramın bozulduğunu
söylemiş. Kısaca gerçek sevgisini göstermesi için her türlü yolu denemiş
hatta ve hatta bu oyuna kardeşim yavuzu da dahil edip ona telefon
ettirmiş. Yavuz arayıp benimle niyetinin ne olduğunu sormuş ona
İbrahim’in söylediği ilişkimizi dondurduk işlerim kötü düzeltmeyi
bekliyorum olmuş. Bu olaydan sonra anladık ki aslında beni hiç
istemiyor ve aslada sevmiyor sadece diğer kadınlarla oynadığı gibi
benimle de oynamakmış amacı. Ben bu konuşmadan sonra
Ondan uzaklaşıp. İlişkimizi bitirmeye çabalıyordum ki benden 4000 ytl para istedi İbrahim…
önce vermeyi düşündüm ama. Bu para hiç olabilirdi.vericem ilk fırsatta hemde faiziyle diyordu.
İlk tecrübeden aldığım dersle bu parayı veremeyeceğimi anlattım.
Daha
sonrasında ise ara ara beni aramaya devam etti. Hiç para konusunu
açmadı.borcum var diyordu ödeyemiyorum zordayım diyordu. Bir gün
işyerindeki bilgisayarlarının karşı tarafın avukatı tarafından haciz
edildiğini kdv lerin son gününde eli kolu bağlı kaldığını anlatmış acil
para bulması gerektiğini söylemişti.aslında buda bir yalandı ..sadece
beni sınamak için oynanan bir oyundu bu. Yada acaba para teklif
edermiyim diye yapılmış plandı Belkide.
ona para teklif ettim fakat
nedense kabul etmedi.nasıl olduysa almak istemedi benden parayı bende
vereceğimden değil ama en azından teklif etmedi olmasın diye söylemiştim
.istese de veremezdim çünkü okadar param yoktu.
Yine bir gün gündüz
aradı beni ,işyerinde oturmuş çalışıyordum. Telefon edişinden anladım
bir şey isteyeceğini. Çünkü gündüz hiç denilecek kadar az aramıştı beni.
-Melike benim telefon borcum var, sen bunu ödersen sana minnettar kalırım.
-Tamam öderim dedim
-Internet ten öde ben sana öderim hemde faiziyle
ödeyip
ödememekte kararsız kaldım.asla ödemezse ne olurdu diye düşündüm. Büyük
bir meblağ değildi sadece 309 YTL idi.ödemezse de sorun olmazdı hem
ona güvenmem için bir fırsattı ,borcuna sadık olup olmadığını
anlayacaktım. Bana karşı ne derece dürüst olduğunu bilecektim.
Vadesiz hesabımdan ödemeye kalktım fakat hesapta paramın kalmadığını fark ettim.
Bankaya
ertesi gün gittim ama kredi kartımı kaybettim ve geri döndüm.öteki
kredi kartımı aldım.onunla ödeme yaptım.üstelik telefon numarası onun
üzerine değildi. İşin içinde bir sahtecilik olduğunu düşündüğüm halde o
parayı gözden çıkartıp ödedim.
Bu ilişkinin tıpkı Tarkandaki gibi
olmaya başladığını nasıl olayların benzerlik gösterdiğini fark ettim.bu
bir tesadüf değildi elbetteki. Bu sadece Internet’te oyun oynayan tüm
kadın ve erkeklerin yaptığı ulaşmak istedikleri hedefleriydi bu ve
bunlar gibi insanlar belli bir amaç için Internet’ten arkadaş
ediniyorlardı,
üstelik okadar çoktu ki onlar gibileri;
sadece erkek değil kadınlarda vardı aralarında .
kadınların
taktiği daha farklıydı konturları olmaz genelde. Kamera karşısında
kontur karşılığı soyunuyorlar. Yada zengin bir koca için
dolaşıyorlardı.
vakit geçirmek için oyun oynaş arayanlar- hedeflerine
ulaşmak için aracı arayanlar- kişisel arzularını giderme derdinde
olanlar Internet’te istediklerini buluyorlardı
sanal alem tam bu insanlar içindi.
Ben
ve benim gibilerde bir umut, acaba sevebileceğimiz birini
bulabilirmiyiz derdinden dolayı Internet’e girip bu adamlara yem
oluyoruz.
Kısacası İbrahim T. İstediğini benden almış. Ve arkasına bakmadan yeni av peşine düşmüştü.
Ve
ne yazık ki av edindiği okadar çok kadın vardı ki. Saymakla bitmez
elbette bu kadınların çoğu İbrahim gibi çıkar peşinde olan insanlar, ama
aralarında gerçekten sevgi arayanlarda var dı.
Onun vicdanı rahatımdır bilmem ama ben bu işten de alnımın akıyla ve az bir zararla çıkmayı başardım.
Ben bir avuç sevgi için mücadele vermiştim karşılığında ise 309 liralık bir alacakla kurtulmuştum
Elbetteki
benim durumumda olan onlarca kadın yada erkek var fakat unutmayalım ki
gerçek aşklar ve sevgiler sanal dünyadan çıkmıyor.
Gerçek hayatta bile aşk yada sevgi, mutluluk ,zor bulunurken Internet’te nasıl bulunabilir ki İşte Internet hayatı bu
Seven erkek yada kadın her nerde olursa olsun bir gün mutlaka sizi bulacaktır.
Siz yeter ki umudunuzu yitirmeyin ve gerçek hayattan vaz Geçmeyin
Sevgi dolu bir hayat geçirmeniz dileği ile.