Somada cinayet gibi Bir kaza yaşandı. Hepimiz eli yüreğinde olayı yakından takip ettik.
Oradaki işçiler ekmek parası için
çalışıyorlardı, Kimi çocuğunun Okul masrafı için, Kimi Evlenmek için ,
Kimide Yıllarca kaldığı kiralık Evden kurtulup ev alabilmek için işe
gidiyordu, Hepsinin de bir hayali vardı … ve orada çalışan işçilerin
maalesef 287 si ölü olarak madenden çıkartıldı.
Bu Cinayet gibi yaşanan kazanın sürdüğü zamanda birçok konuşmalar yapıldı
Maden denetlenmiş miş, herşey normal mış,
böyle bir olayın olması tamamen kazaymış mış,.. mış ta mış ,Oysa ki
madenci olan bir uzman arkadaşımız anlatıyor;
”Madenciliği bilen herkes bilir ki, ocakta
ihmal olmazsa ne şekilde olursa olsun trafo patlamaz. Çünkü bu trafolar
yüksek korunaklı standartlarda imal edilir, edilmesi gerekir.” diyor
trafonun patlamasını soruyorum
”Trafo patlamaz, patlasa da ortama zarar
vermez. Çünkü anti grizu (alev sızdırmazlık) özelliğine sahip olmaları
gerekir. Bu şu demektir: Yer altında çalışan herhangi bir makine ve
teçhizat, çalışma koşullarından dolayı, içinde bir kıvılcım, alev ya da
başka bir olumsuzluk meydana gelirse bunu ortama yansıtmaması gerekir.
Tabiri caizse içinde dinamit patlasa dışarıya sızdırmaz.
Koruma duvarı o denli güçlüdür”. diye cevap veriyor
Nedense televizyonlarda ahkam kesen pek çok
etkili ve yetkili insan bu konuya hiç değinmiyor. Şirketin iş güvenliği
kurallarına titizlikle uyan teknolojiyi, takip eden bir madencilik
kuruluşu olduğundan söz ediyor. Teknoloji ve güvenlik önlemleri
titizlikle alınsa böyle bir patlama yaşanmazdı.
Bu nasıl teknolojiyi yoğun bir şekilde
kullanan şirket ki, daha ocakta kaç kişi olduğunu sayamıyor. Patlamanın
ardından saatler geçtikten sonra bile ocakta kaç kişi öldüğü bilinmiyor.
Bu nasıl şirket ki, ocaktaki gaz oranını
izleyemiyor… Şu saate kadar ocaktaki karbondioksit, karbon monoksit,
metan ve oksijen oranları konusunda en küçük bir bilgiye sahip değiliz.
Bu nasıl şirket ki, olayın üzerinden bilmem
kaç saat geçmiş olmasına karşın, iletişim sistemi kurmadığı için
ocaklarda mahsur kalan işçilerin akıbeti konusunda bilgi sahibi
olamıyor… Ya da bilgi sahibi de bunu kamuoyundan gizliyor.
Bu değerlendirmelerden anlıyoruz ki, ocakta
trafo patladıysa, ya trafo alev sızdırmazlık özelliğine sahip değil ya
da gerekli bakımları, testleri yapılmadı. Başka türlüsü mümkün değil,
yer altında kullanılan tüm aygıtların içinde yangın çıksa bile ortama
sızdırmayacak standartlara sahip olması gerekiyor çünkü… Sızdırır ve
böyle yangınlara sebep olursa, orada kesinlikle ihmal aramak gerekir.
Bir trafo patladı diye, ocaklarda nakliyat
aksamaz, asansörler (kafesler) devre dışı kalamaz. Onları çalıştıracak
yedek güçlerin (jeneratörlerin = üreteçlerin) olması gerekir.
Öte yandan Madencilik Tüzüğü’nü şöyle bir
okuyan herkes bile bilir ki, trafo gibi tehlike oluşturabilecek aygıtlar
yeraltında özel olarak tahkim edilmiş yerlere konur. Her türlü önleme
karşın bir yangın çıksa dahi yaygınlaşmasını önleyecek şekilde izole
edilmiş (Örneğin, kesinlikle ağaç değil de beton tahkimat altına
alınmış) ortamlara konuşlandırılır.
Neymiş, sistemden aşırı yük çekilmesi
sonucunda trafo patlamış… Tek kelimeyle yalan… Sistemde olması gereken
aşırı akın rölelerinin devreye girip elektriği kemesi gerekir diyor
uzmanlar, çünkü. Kesmiyorsa devreden çıkarılmış olması gerekir. Bu da
tek kelimeyle cinayettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder