11 Temmuz 2018 Çarşamba

YAŞLI BİR ADAM


                                         
Ne kadar zordur değil mi Yaşlılara bakmak!

Onların her isteğini yerine getirmek, çocuklaşan beyinlerine cevap yetiştirmek;

Bazen O kadar çocuklaşır ve O kadar çekilmez olurlar ki insan bir anda kendini Tutamayıp bağırır

“ yeter ama baba anlattım ya kaç kere, o öyle değil.

Sonrada üzülürüz ”ne yaptım” diye kendi kendimize kızarız



Oysa Onlar, biz evlatları için yıllarca Çalışmış, Çabalamış, Bize bir gelecek bırakmak için ,sırf kimseye muhtaç etmemek için canını dişine takmış anne ve babalarımız dır,

Hastalandığımızda sabaha kadar ateşimiz düşsün diye başımızda sabahlamıştır, onlar Uykusuz kalmalarına rağmen, İşe gidip ateşimizi düşürmüş olmanın sevinciyle şikâyet etmeden çalışmıştır,

İlk adımlarımız onlar için büyük bir sevinç olmuştur. Bizleri hayata hazırlarken çoğu zaman kendi hayatlarını yaşayamadıklarını bile fark etmemişlerdir.



Hiç düşündünüz mü? Bir yaşlı insan ve bir Çocuk neden çok iyi anlaşır.

Çünkü ikisinin arasında fark yoktur. Çocukta, yaşlıda aynıdır.

Yaşlı, Bakıma Muhtaç bir insan, Giydirirseniz giyer, Yemek verirseniz yer, Üşüdüğü zaman üzerini siz örterseniz ısınır. Siz dışarı çıkartırsanız temiz hava alır, tıpkı ufacık bir çocuk gibi.

.......................

Geçenlerde bir Doktor Arkadaşıma Kan Tahlili yaptırmak için Hastaneye gitmiştim;

Diğer hastalarını ihmal etmesini istemediğimden Hastalarını İçeri almasını rica etmiştim. Zaten beni yakın Gördüğünden olsa gerek pekte umursamaz, hastalarını ben yokmuşum gibi içeri alıp muayene eder ama yapmam gerekeni de söyler.



“Kan sonucun pekiyi değil demir eksikliğin var ilaç kullanman gerek” diyordu takıldım,

“sen beni boş Verde hasta al içeri iyiyim ben” diyordum ki;



Yaşlı bir Adam elinde ufak bir poşetle içeri girdi. Yanında gençten bir erkek vardı büyük ihtimalle ya oğlu yada yakınıydı. içeri beraber girdiler sonra genç olan onu bırakıp çıktı odada durmadı.

Yaşlı adam Sessizce selam dahi vermeden, boynunu bükmüş, üzgün bir vaziyette kimsenin yüzüne bakmadan Boş bulduğu bir koltuğa çekinerek ilişti

Yüzünde Yılların vermiş olduğu yorgun ve Kederli bir ifade vardı



İçeri giren bu yaşlı adamın hali dikkatleri çekmeyecek gibi değildi. Ben ve Doktor Arkadaşım birbirimizin yüzüne baktık kısa bir sessizlik sonrası doktor arkadaşım hastaya dönüp,



”buyurun hoş geldiniz “dedi, cevap vermedi yaşlı adam

Sessizce elindeki kağıdı doktora uzatıp tekrar koltuğun kenarına ilişti kimsenin yüzüne bakmıyordu

‘’amca, bu raporu ne için istiyorsun!” diye sordu doktor arkadaş



Yaşlı adam sanki Ağlamamak için kendini zor tutuyor gibi Gözlerini yere indirdi

Utanır gibi bir hali vardı.

”Evdeki bazı olumsuzluklardan dolayı... Yaşlılar Evine gitmek istiyorum”

Doktor arkadaş ”yaş kaç’’ Diye sordu

Çok ağır ve yavaş konuşuyordu belli ki kelimelerini dikkatli seçiyordu konuşurken;



” yetmişi yaşadım” dedi

Bu yaşadım sözünde çok şey saklıydı 70 yaşından sonra bunlarda geldi başıma, ben bugünleri de gördüm der gibi



“peki “dedi Doktor arkadaş,...”Nerelisin”?

”Antep, Nizip”

”Hangi Tarihteyiz biliyor musun”?

”Yıl olarak mı? ...2018 yılındayız.”



Ben orada ki soru cevapları dinlerken diğer yandan da  mağrur, içinde bulunduğu durumdan utanan bu yaşlı adamı inceliyordum.

Onca yıl onlara bakmış, okutmuş, büyütmüş bir kere bile of dememiş bir babaydı O



Şimdi ise babalarına karşı vefa borcunu ödeme sırası oğullarına, kızlarına gelmişti belki ama onlar Babalarını başından atmaya çalışıyorlardı,

Doktor arkadaşım raporu doldurup yaşlı adama uzattı ‘’Buyurun’’ …



Yaşlı Adam Doktor Arkadaşımın uzattığı Raporu aldı. Gözleri hala yere bakıyordu, bir kez bile başını kaldırıp Etrafına bakmadı, ağır hareketlerle yine geldiği gibi sessizce başı önde odadan çıkıp gitti..



 Ne demişler

Bir baba Beş evlada bakar ama Beş evlat bir babaya bakamaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder