Ne kadar zordur değil mi Yaşlılara bakmak!
Onların her isteğini yerine getirmek, çocuklaşan beyinlerine
cevap yetiştirmek;
Bazen O kadar çocuklaşır ve O kadar çekilmez olurlar ki
insan bir anda kendini Tutamayıp bağırır
“ yeter ama baba anlattım ya kaç kere, o öyle değil.
Sonrada üzülürüz ”ne yaptım” diye kendi kendimize kızarız
Oysa Onlar, biz evlatları için yıllarca Çalışmış, Çabalamış,
Bize bir gelecek bırakmak için ,sırf kimseye muhtaç etmemek için canını dişine
takmış anne ve babalarımız dır,
Hastalandığımızda sabaha kadar ateşimiz düşsün diye
başımızda sabahlamıştır, onlar Uykusuz kalmalarına rağmen, İşe gidip ateşimizi
düşürmüş olmanın sevinciyle şikâyet etmeden çalışmıştır,
İlk adımlarımız onlar için büyük bir sevinç olmuştur.
Bizleri hayata hazırlarken çoğu zaman kendi hayatlarını yaşayamadıklarını bile
fark etmemişlerdir.
Hiç düşündünüz mü? Bir yaşlı insan ve bir Çocuk neden çok
iyi anlaşır.
Çünkü ikisinin arasında fark yoktur. Çocukta, yaşlıda
aynıdır.
Yaşlı, Bakıma Muhtaç bir insan, Giydirirseniz giyer, Yemek
verirseniz yer, Üşüdüğü zaman üzerini siz örterseniz ısınır. Siz dışarı
çıkartırsanız temiz hava alır, tıpkı ufacık bir çocuk gibi.
.......................
Geçenlerde bir Doktor Arkadaşıma Kan Tahlili yaptırmak için
Hastaneye gitmiştim;
Diğer hastalarını ihmal etmesini istemediğimden Hastalarını
İçeri almasını rica etmiştim. Zaten beni yakın Gördüğünden olsa gerek pekte
umursamaz, hastalarını ben yokmuşum gibi içeri alıp muayene eder ama yapmam
gerekeni de söyler.
“Kan sonucun pekiyi değil demir eksikliğin var ilaç
kullanman gerek” diyordu takıldım,
“sen beni boş Verde hasta al içeri iyiyim ben” diyordum ki;
Yaşlı bir Adam elinde ufak bir poşetle içeri girdi. Yanında
gençten bir erkek vardı büyük ihtimalle ya oğlu yada yakınıydı. içeri beraber
girdiler sonra genç olan onu bırakıp çıktı odada durmadı.
Yaşlı adam Sessizce selam dahi vermeden, boynunu bükmüş,
üzgün bir vaziyette kimsenin yüzüne bakmadan Boş bulduğu bir koltuğa çekinerek
ilişti
Yüzünde Yılların vermiş olduğu yorgun ve Kederli bir ifade
vardı
İçeri giren bu yaşlı adamın hali dikkatleri çekmeyecek gibi
değildi. Ben ve Doktor Arkadaşım birbirimizin yüzüne baktık kısa bir sessizlik
sonrası doktor arkadaşım hastaya dönüp,
”buyurun hoş geldiniz “dedi, cevap vermedi yaşlı adam
Sessizce elindeki kağıdı doktora uzatıp tekrar koltuğun
kenarına ilişti kimsenin yüzüne bakmıyordu
‘’amca, bu raporu ne için istiyorsun!” diye sordu doktor
arkadaş
Yaşlı adam sanki Ağlamamak için kendini zor tutuyor gibi
Gözlerini yere indirdi
Utanır gibi bir hali vardı.
”Evdeki bazı olumsuzluklardan dolayı... Yaşlılar Evine
gitmek istiyorum”
Doktor arkadaş ”yaş kaç’’ Diye sordu
Çok ağır ve yavaş konuşuyordu belli ki kelimelerini dikkatli
seçiyordu konuşurken;
” yetmişi yaşadım” dedi
Bu yaşadım sözünde çok şey saklıydı 70 yaşından sonra
bunlarda geldi başıma, ben bugünleri de gördüm der gibi
“peki “dedi Doktor arkadaş,...”Nerelisin”?
”Antep, Nizip”
”Hangi Tarihteyiz biliyor musun”?
”Yıl olarak mı? ...2018 yılındayız.”
Ben orada ki soru cevapları dinlerken diğer yandan da mağrur, içinde bulunduğu durumdan utanan bu
yaşlı adamı inceliyordum.
Onca yıl onlara bakmış, okutmuş, büyütmüş bir kere bile of
dememiş bir babaydı O
Şimdi ise babalarına karşı vefa borcunu ödeme sırası
oğullarına, kızlarına gelmişti belki ama onlar Babalarını başından atmaya
çalışıyorlardı,
Doktor arkadaşım raporu doldurup yaşlı adama uzattı
‘’Buyurun’’ …
Yaşlı Adam Doktor Arkadaşımın uzattığı Raporu aldı. Gözleri
hala yere bakıyordu, bir kez bile başını kaldırıp Etrafına bakmadı, ağır
hareketlerle yine geldiği gibi sessizce başı önde odadan çıkıp gitti..
Ne demişler
Bir baba Beş evlada bakar ama Beş evlat bir babaya bakamaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder